Dijital Çağda Başarı için Öğrenmeniz Gereken 13 Beceri

Yazıyı hazırlarken hedefim : Hızla büyüyen dijital çağda teknoloji rüzgarına dahil olmak isteyenlere mini bir kılavuz hazırlamak

Günümüz teknoloji çağında hızla büyüyen yapay zeka ekosistemi, fiziksel etkileşimlerimizi değiştirecek IOT ve AR-VR gibi gerçeklik teknolojileri, altın çağını yaşayan mobil ve bulut uygulamaları, veri akışına yeni bir yön veren blockchain teknolojisi gibi teknolojik gelişmeler baş döndürücü bir şekilde gündemimize giriyor. Teknolojilerin inanılmaz hızında dışında kalmak istemeyen, dijital çağda dijital bir birey olarak kendini yetiştirmek isteyen onlarca genç arkadaşım gerçekleştirdiğim konuşmalar sonrası veya online ortamlardan bana ulaşıyor. Kendilerini nasıl geliştirmeleri gerektiği, neler yapması gerektileri konusunda fikir soruyor. Bu gibi benzer soruları son zamanlarda oldukça fazla almam ile birlikte bu konuda bir yazı yazmaya ve en değer verdiğim, önemini tecrübe ettiğim becerileri daha fazla kişiye ulaştırmak istedim.

İlk defa tanıştıklarım için : İstanbul Tıp Fakültesi mezunu, yine İstanbul Tıp Fakültesi’nde Tıbbi Biyokimya alanında uzmanlığımı yaptım, teknolojiye ilgimi tıp ile birleştirerek, öğrenciliğimde Harvard ve Stanford üniversitelerinde yaptığım stajlar sonrasında sağlıkta AI ve AR teknolojileri üzerine “Yesil Science” isimli kendi girişimimi kuran, 30 kişilik bir ekibin lideri, TEDx ve bir çok etkinlikte konuşmalar gerçekleştirmiş, geçtiğimiz günlerde de Forbes 30 altı 30 listesine seçilmiş genç ve girişimci bir doktorum.

Buradaki deneyimlerimi yaklaşık 12 senedir teknolojiyle farklı açılardan iç içe olmuş, 5 senedir devam eden bir girişimcilik tecrübesi yaşamış biri olarak aktaracağım. Paylaşacağım öneriler özellikle işini dijitalle birleştirmek isteyen, dijital bir girişimi veya fikri olanlar için hayati derecede önemli görüyorum.

Not: Akademik ve süslü dilleri çok sevmiyorum. Olabildiğince samimi ve içimden geldiği gibi tecrübelerimi yazıya dökeceğim. Bu sebeple yazıda hatalar görürseniz şimdiden affola, yazının sonundaki adresten gereken düzeltmeleri iletirseniz seve seve düzeltirim..

Hepimizin aklında bir çok proje fikri var, hepsi de muhteşem etkiler yaratabilececeğini düşündüğümüz projeler. Fakat bu projeleri hayata geçirmeye çalışırken çoğumuz yaptığı bir yanlış var ki o da projenin hayal ettiğimiz son haline göre tüm çalışmalara başlamamız.  Agile, çoğunuz bildiğiniz gibi özellikle yazılım geliştirme süreçlerinde çok popüler olan bir proje yönetim metodu. Bu metod bize hedeflediğimiz nihai çıktıyı parçalara bölmemiz gerektiği, her parçayı ayrı hedef olarak belirleyip üzerine çalışıp çıktıyı elde edip diğer basamağa geçmemiz gerektiğini anlatıyor. Tabiki bu o büyük hayalimizi küçük bir hedefe dönüştürmek gibi algılandığı için proje planlamamızda pek sıcak gelmiyor fakat burada asıl hedef halen büyük hedef. Fakat o büyük hedefe giderken çalışmalarınızı küçük hedefler halinde yapmalısınız ki merdivenin tüm basamaklarını çıkmaya çalışırken kendinizi yerde bulmayasınız.

Özellikle tıpta yapay zeka sunumlarım sonrası yapay zekaya ilgili arkadaşlarım bana nasıl başlayabileceklerini, yapay zeka trenini nasıl yakalayabileceklerini soruyor. Ben de onlara her zaman şunu tavsiye ediyorum. Yapay zeka sizin için şuan içi cihazlarla dolu karanlık bir laboratuvar, önce karanlık odayı aydınlatmak için elinize bir fener alın odayı bir gözetleyin. Yani bu alanda nasıl çalışmalar yapılıyor, nasıl yöntemler kullanılıyor, hangi yayınlar çıkmış, hangi kaynaklar daha ön planda, trend nereye gidiyor, lazım olan temel istatistik bilgileri neler. Bunları bilmek, odayı biraz aydınlatmak gerekiyor ki sonra laboratuvardaki cihazların, yani yapay zeka tekniklerinin çalışmasının detayını öğrenebilir, kendiniz geliştirebilir düzeye gelebilirsiniz. O yüzden atılmak istediğiniz herhangi bir alanda bir süre araştırmalar yapıp odayı aydınlatmanız ve yüklü miktarda veri toplamanız faydanıza olacaktır. Zaten atılmış olduğunuz işte de o işin gelecekte nereye evrildiğini tahminlemek için makaleleri, blogları, kitapları ve etkinliklerde paylaşılan öngörüleri takip etmeniz faydanıza olacaktır.

Ego özellikle akademi dünyasında çok sık gördüğüm, üst düzey yöneticilerden daha çok alt yöneticilerin kullandığı bir eksiklik gizleme mekanizması. Kişisel motivasyonun minimum viable kalması için içsel dünyada gerekli, dışsal dünyada iletişimi baltalayan dijital çağın ruhuna aykırı geçmişte önemi fazla becerilerden. Buradan egoyu kötülediğim anlaşılmasın, ego insanın kendi iç motivasyonu ve hedeflerine yürürken besleme için muhteşem gerekli bir meta. Fakat egonuzu içinizde beslerken, dışarıda olabilidiğince dizginlenlemeli ve iletişiminizi etkilemesine izin vermemelisiniz. Dijital çağın getirdiği baskıdan özgürlüğe, kapalıdan açık kaynağa, şekilsellikten niteliğe yönelimde egonuz yüksek bir şekilde dijital ekosistemde tutunmanız pek mümkün değil. Olabildiğince egodan arınmış, saf bir iletişim kurmak yararınıza olacaktır.

Teknolojinin hızıyla bilginin gücü inanılmaz derecede arttı. Artan bilgi gücüyle birlikte bilgiyi analiz etmenin, bilgiye göre karar almanın önemi kaçınılmaz hale geldi. Bu sebeple vereceğiniz kararlarda, atılacağınız işlerde bilginin ve olasılığın gücünü arkanıza almanız çok daha doğru kararlar almanızı sağlayacaktır. Olasılıksal düşünmenin en büyük avantajlarından biri de azınlık ihtimalleri gözünüzün önüne getirir ve sizi yedek planlar yapmaya zorlar. “Asla” ve “daima” kelimelerini kullanmayı bırakana kadar kendinizi sıkı bir şekilde bilgiselliğe, olasılığa alıştırmanız gerekiyor. Zira bu iki kelimeden birisini kullanıyorsanız olasılıksal düşünmüyorsunuz demektir. 

Az önce analitik düşünmenin öneminden bahsettim, şimdi hayal kurmak diyorum. Zıt gelebilir fakat muhteşem bir ayrılmaz ikili. Bahsettiğim Agile metodunu düşünün, büyük bir hedefiniz var, kompleks ve kapsamlı bir hedef fakat parçalara bölerek yapılabilir küçük parçalarını yapıyorsunuz. O küçük parçaları planlarken, gerçekleştirirken analitik becerilerinizi kullanmanız gerek, fakat o büyük hedefi hayal gücünüz olmadan, yaratıcılığınız olmadan belirlemeniz oldukça zor. Büyük hedefler hayal gücü ve yaratıcılık, atacağınız adımların sağlamlığı ise anatilik düşünme ve olasılıksal bakış becerisi gerektirir. 

Günümüz hızlı akan, bilgi bombardımanına boğulduğumuz, anlık iletişimin üst seviyede olduğu dünyada zamanınızı iyi yönetmenin önemi çok daha fazla. İş tanımı artık gündüz ve gece arasında kaybolmuş, iç içe geçmiş durumda. İyi bir şekilde planlamadığınız vakitler elinizden kayarak hızlıca kaybolur, ne kadar onu tutar ve bir şekle büründürürseniz o kadar hakiminiyetinizde olur. Zamanınızın kontrolünün sizde olduğunu bilmek size muhteşem bir öz güven, yaptıklarını-yapmadıklarınızı daha iyi gözlemlemenizi sağlar. Artan freelance çalışma eğiliminin en büyük sebeplerinden biri de zamanını kişinin kendi kontrol etmesinin verdiği bu öz güvendir. İvmelenen freelance çalışma biçiminde de zaman yönetimi bu sebeple ayrıca önem kazanmaktadır. Herkes kendi zaman planlama yöntemini kendisi belirlemelidir. Fakat burada yararlanabileceği bazı önemli metodlar olabilir. Kendi zaman planlama metodum hakkında çektiğim eski videoma buradan ulaşabilirsiniz. Videoda ağırlıklı olarak hardcopy kağıt üzerinden yürüttüğüm sistemi 3 senedir tamamen online olarak sürdürüyorum. Yakında güncel planlama sistemimle ilgili de bir video yayınlayacağım.

Uzun zamandır bilgi birikiminin artmasıyla trend olan uzmanlaşma ve derinleşmenin günümüzde eksikliklerini çok fazla hissetmeye başladık. Derinleşerek kendi içine kapanan mikro-ekosistemler oluşturduk. Oluşan her mikro ekosistem, adeta birer köy gibi kendi çaldı,kendi eğlendi,kendi içinden evlendi. Kimse diğer köylerde ne oluyor, birlikte çalışalım demedi. Sonuç olarak disiplinlerin arasında etkileşim azaldı ve fayda sağlayacak nihai ürünler yerine fazla derinleşmiş akademik çıktıdan öteye gidemeyen araştırmalar yer aldı. Her köy kendi müziğini yazdı, kendi eğlendi, diğer köyler o müzikten hiçbir şey anlamadı. Sonuç olarak her köy kendi eğlencesini buldu ama bu eğlencelerden nihai ürüne dönüşen, gerçekten fayda sağlayan çıktılar yetersiz kaldı. O yüzden kendimi olabildiğince bu derinleşme tuzağından koruyarak, beni asıl heyecanlandıran üretme duygusuna yönelik kendimi olabildiğince yatay olarak farklı alanlarda geliştirmeye çalışıyorum.

Her ne kadar kendinizi her konuda azar azar geliştirmek size çok şey katsa da eğer amacınız üretmek ise bu tek başına yeterli olmayacaktır. Kendi uzmanlığınız, kendi köyünüzün yeteneklerinizi üzerinize alıp başka bir köyün yetenekleriyle birleştirdiğinizde oluşan sinerji ile büyük bir enerji yaratabilirsiniz. Bu yüzden ekip çalışmasına uyumunuzu olabildiğince geliştirmeli, ben değil biz olarak düşünmelisiniz. Bu yeteneğinizi geliştirmek için birden fazla kişiyle yapacağınız her türlü görev ve amaç, oradaki süreç yönetimi, görev paylaşımı ve iletişim size çok şey katacaktır.

Rasyonel becerilerin yanında genellikle unutulan bir kavram dürüst olmak fakat iş hayatında önemi o kadar büyük ki. Karşınızdakiyle iletişiminizde ona saygı göstererek, fikirlerini gerçekten dinleyip, değer vererek çok daha güçlü ilişkiler kurmanız mümkün. Ayrıca karşınızdakine dürüst ve tutarlı davranarak aranızdaki güveni korumanız ve geliştirmeniz de önemli. Girişimcilik ürününüzden daha çok iletişimle geçireceğiniz bir süreç

Çoğu kez duymuşsunuzdur “Üniversitede bir şey öğretmiyorlar ki !”. Evet gerçekten öğretmiyorlar çünkü hem üniversiteler öğretme, bilgi anlatma yeri değil deneyim paylaşma ve network yeri, hem de üniversitelerin hızlı büyüyen bilgi çağına yetişemeyeceklerini bilmeniz gerek. Bu sebeple üniversiteye, kursa, hocaya bağlı kalmadan kendi kendinizi ne kadar geliştirebilirseniz, ne kadar o konuyu tutku edinirseniz kendinizi o kadar donanımlı yetiştirebilirsiniz. Zira üniversitenin müfredatına bağlı kalarak, okul dışında hiçbir aktivitede bulunmadıysanız kariyeriniz için büyük bir hata yapıyorsunuz demektir. Staj yapın, bloglar okuyun, blog yazın, programlama öğrenin, marketing öğrenin, proje geliştirin, yurtdışını gözlemleyin, online kurslar bitirin… Online olarak milyonlarca üniversite, milyarlarca bilgi elinizin altında, sadece araştırman gerek.

Dijital pazarlama her ne kadar pazarlamanın altında daha küçük bir alan gibi gözükse de şu an hayatımızın her yerinde dijital pazarlamayı görüyoruz. Dijital pazarlamada hem hedeflenen hem de kullanan tarafta olabiliyoruz. Çok güzel bir projeniz var, muhteşem çalışmalar yapmışsınız, hele bir de teknoloji üzerine ama hiçbir dijital görünürlüğünüz yok. Hiç bir sosyal medya çalışmanız yok, mailing kullanmayı bilmiyorsunuz, içerik üretmekten haberdar değilsiniz. Bu kabul edilemez ve bu ekibinizden birine tamamen devredeceğiniz bir görev değil. Her girişimci adayının mutlaka dijital pazarlama bilmesi gerekiyor bence ! 

Teknik olarak muhteşem bir ürününüz var, kullanıcının işlevini tam olarak karşılıyor ama berbat bir tasarımı ve kullanıcı deneyimi var. Ya da başka bir örnek vereyim muhteşem işler yapan bir girişimsiniz yayınladığınız afişlerin tasarımı kör edecek düzeyde. Sık yapılan hatalardan. Eğer mükemmel bir ürün istiyorsanız hem teknik olarak hem pazarlama hem de tasarımsal olarak birbirini tamamlaması gerekir. Tasarım eksik kaldığı sürece insanların gördüğü ve akıllarında kalan o kör eden tasarımınız olacaktır. O yüzden mutlaka renk uyumları, font uyumları, ürün tasarım hatları gibi konularda bakış açınızı geliştirecek egzersizler yapın. Yapılmış güzel örnekleri inceleyin ve mutlaka bir girişimci olarak temel düzeyde tasarım bilginiz olsun.

Her proje başlangıcında balayı dönemindedir, her şey toz pembe ve çok güzel gelir. Fakat süreç ilerledikçe karşılaşılan zorluklarla birlikle yaprak dökümü başlar. Bu yaprak dökümünde en fazla direnen, dayanıklılığı (resilliance) en üst seviyede olanlar daha uzun süre ayakta kalabiliyor. O yüzden bilin ki başladığınız ilk günler en güzel günleriniz ve büyük zorluklar sizi bekliyor. Bu zorluklara göğüs geremeyeceğinizi, pes edeceğinizi düşünüyorsanız yine de devam edin. En azından gidebildiğiniz en uç noktayı görebilir, bir sonrakinde daha iyisini hedefleyebilirsiniz. Fakat disiplinli ve dayanıklı bir çalışma olmadan başarıya ulaşmanız pek mümkün değil.

Benim verebileceğim en önemli öneriler bunlar. Yazıda katkıda bulunmak, düzeltmek istediğiniz yerler veya diğer sorularınız için Linkedin üzerinden iletişime geçebilirsiniz 

Aklımda özellikle planlı çalışma ve sağlıkta yapay zeka çalışmalarına başlangıç rehberi üzerine birkaç yazı daha yazmak var. Umarım yakında onları da sizlerle paylaşırım.

Hoşçakalın.

Yusuf Yeşil

Yusuf Yesil,M.D.

Founder | YESIL SCIENCE

Related Posts
4 Comments
Fatih Salınmaz

Üniversiteside birinci sınıf olan bir öğrenci olarak bu öğretici yazınız için çok teşekkür ediyorum ve çalışma alanımı belirttiğiniz sağlıkta yapay zeka IOT AR-VR teknolojileri yönünde ilerletmek isteyen biri olarak yazılarınız devamını dört gözle bekliyorum.

yusufyesil

Çok teşekkürler Fatih. Görüşmek üzere.

Kudret Yahya uzuner

Merhaba,çok yararlandığım bir yazı olmuş teşekkürler.Müsaadenizle gurubumdaki genç arkadaşlarım için linki paylaşacağım.Tekrar teşekkürler.

yusufyesil

Merhabalar, tabiki.

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.